alacam haber sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

Doktorlar ağız kokusuna karşı uyardı

r. Öğretim Üyesi Gülsün Aydoğmuş, ağız kokusunun diş eti iltihapları, enfeksiyonlar ve nadir de olsa ağız içi kanserleriyle ilişkili olabileceğini belirtti.

Ağız Kokusu Ciddi Sağlık Problemlerinin Habercisi Olabilir!

Ağız kokusu, basit bir sorun gibi görünse de aslında diş eti hastalıklarının ve bazı ciddi sağlık problemlerinin habercisi olabilir. Diş Hekimi Aydoğmuş’a göre, diş eti hastalıklarının belirtileri arasında diş etlerinde kızarıklık, şişlik, kanama ve hassasiyet yer alıyor.

Aydoğmuş, ağız içinde iyileşmeyen yaralar, sertleşmiş doku oluşumu, çiğneme sırasında ağrı ve kontrolsüz kanamalar gibi belirtilerin daha ciddi bir hastalığın işareti olabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle uzun süren ağız içi yaraların ihmal edilmemesi ve bir diş hekimine başvurulması önemle vurgulanıyor.

Ağız içi kanserlerinin erken belirti vermeden ilerleyebileceğini belirten Aydoğmuş, sigara, aşırı alkol tüketimi, enfeksiyonlar, güneş ışığına maruz kalma ve kötü beslenme gibi faktörlerin ağız içi kanserlerinin gelişiminde önemli rol oynayabileceğini söylüyor.

“Sigara ve Tütün Ürünlerinden Uzak Durun”

Ağız kanserlerinin genellikle dil, diş eti, yanak içi ve damakta görüldüğünü belirten Aydoğmuş, uzun süren yaralar, beyaz veya kırmızı lekeler, his kaybı, yutkunmada zorluk, çene hareketlerinde kısıtlılık gibi belirtilerin ağız kanserine işaret edebileceğini söylüyor.

Aydoğmuş, ağız içi hastalıklardan korunmanın temel yolları arasında günde en az iki kez dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanımı, sigara ve tütün ürünlerinden uzak durulması, alkol tüketiminin sınırlandırılması, sağlıklı beslenme ve düzenli diş hekimi kontrolleri yapılması gerektiğini belirtiyor.

Ağız ve diş sağlığının genel vücut sağlığıyla doğrudan bağlantılı olduğunu hatırlatan Aydoğmuş, düzenli kontrollerin ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının ağız hastalıklarının önlenmesinde etkili olduğunu vurguluyor. Ağız sağlığına gereken özenin gösterilmesi, erken teşhisle hayat kurtarabileceği gibi tedavi sürecini de başarıyla sonlandırabileceğini özellikle vurguluyor.